Türk Tabipleri Birliği (TTB) Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK) ve gençlik örgütleri; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi Elif Zamir Khan’ın yurt odasında yaşamına son vermesi üzerine Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi’nde eylem yaptı. TÖK üyesi Eren Ertöre, “Bizler intiharların bir halk sağlığı sorunu olduğunu biliyoruz. Gençlerin geleceksizlik ve güvencesizlik yüzünden, yoksulluk yüzünden, AKP yüzünden intihar ettiklerini biliyoruz” açıklamasını yaptı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Elif Zamir Khan dün üniversiteye ait yurt odasında ölü bulundu. Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü tarafından “İlk tespitlere göre hayatına son verdiği değerlendirilen Üniversitemiz Tıp Fakültesi Dönem 4 öğrencisi İzzah Elif Zamir Khan hayatını kaybetmiştir” açıklaması yapıldı.
TTB, TÖK ve gençlik örgütleri; bugün Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi’nde ortak basın açıklaması düzenledi. TÖK üyesi Eren Ertöre yapılan açıklamada şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz iki haftada Eskişehir’de iki, Çanakkale’de bir arkadaşımız intihar etti. Bartın’da bir arkadaşımız intihar girişiminde bulundu. Aydın’da Zeren Ertaş KYK’nin ihmali sonucu öldürüldü. Geçtiğimiz iki yılda Hacettepe Üniversitesi yurdunda kalan iki arkadaşımız hayatını kaybetti. Hemşirelik öğrencisi Hasan Can Çoban rektörlüğün ihmalleri yüzünden öldürüldü. Dün akşam ise tıp öğrencisi Elif Zamir Khan yaşamına son verdi. Bizler intiharların bir halk sağlığı sorunu olduğunu biliyoruz. Gençlerin geleceksizlik ve güvencesizlik yüzünden, yoksulluk yüzünden, AKP yüzünden intihar ettiklerini biliyoruz. Okumaya çalıştığımız kentlerde barınamıyoruz, nitelikli beslenemiyoruz. Baskı ve mobbing ile inşa ettiğiniz düzeninizde yaşayamıyoruz.
“Yaşamak ve yaşatmak için birlikte mücadele edeceğiz”
Rektörlüğe soruyoruz: Öğrencilerin her hareketini kameralarla takip eden, bütün demokratik alanlarını gasp eden, en ufak bir sözünde soruşturmalarla sindirmeye çalışan sizler; soruşturma açmak için bizlere bu kadar kolay ulaşabiliyorken psikolojik danışma birimlerinizle neden bizlere ulaşamıyorsunuz? İnsanları sağaltmak için yemin etmiş olan bizler sağlıklı değilken, şifa dağıtmamızı nasıl bekleyebiliyorsunuz? Stajdan staja koşturduğunuz, emeğini sömürdüğünüz, mesai saatlerine hapsettiğiniz öğrencilerden fazlasıyız ve sağlıksızlık üreten düzeninize başkaldırıyoruz. Susmayacağız, korkmayacağız. Bizi yüz yüze bıraktığınız karanlığa karşı beraber mücadele edeceğiz. Yaşamak ve yaşatmak için birlikte mücadele edeceğiz.”
Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Çağla Çakır ise yaşananlara tepki gösterdi ve “Dün yine bir KYK’da asansörün kayması sonucu 4 arkadaşımız hastaneye kaldırıldı. Bizler günlerdir meydanlarda, kampüslerde, KYK bahçelerinde sesimizi yükseltiyoruz. Biz Elif’in de Enes’in Resul’ün, Zeren’in kaybettiğimiz tüm arkadaşlarımızın hesabını sorana kadar da meydanları, kampüsleri, sokakları doldurmaya devam edeceğiz” dedi.
“Öğrenciler olarak beraber oldukça ülkeyi, insanlığı ileri taşıyabiliriz”
Öğrencilerin protestosuna destek veren Gazi Üniversitesi öğrencisi Berk Altunbaş, yaşanan intiharlara ilişkin ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi:
“Son zamanlarda yaşanan yurt ve KYK sorunları, düşen asansör ve kaybettiğimiz öğrenci arkadaşlarımız… Bu durumdan çok rahatsızız. Bu yaşanan dördüncü ya da beşinci intihar vakası artık işin çivisinin çıktığı yer olduğunu düşünüyorum. Bu eylemin gerekli olduğunu hatta katılımın az bile olduğunu söyleyebilirim. İnsanların sıra arkadaşları ölüyor ama insanlar bu konuda sessiz kalıyor. Bu doğru bir şey değil. Yine de böyle bir eylemin olması gerekti ve Türkiye’de öğrencilerin daha çok toplanması gerektiğini düşünüyorum. Ben Gazi’den geldim. Ama Hacettepe’de intihar eden öğrenciler de benim gibi öğrenciler. Beraber olmazsak hiçbir şey olamayız… Ya hep beraber ya hiçbirimiz… Öğrenciler olarak ilerlemek zorundayız. Anca öğrenciler olarak beraber oldukça ülkeyi, insanlığı ileri taşıyabiliriz. Çünkü öğrenciler taze kanlardır. Taze kanlar gittikçe ülke yaşlanır.
“Artan intiharların sebebi ekonomi”
Öğrenci arkadaşlarım ile aramızda konuştuğumuzda artan intihar vakalarının sebeplerinden biri ekonomi. İl dışında okumak zor bir şey. Ben İzmir’den geliyorum ve ailemi çok yoruyor benim okumam. Burs herhangi bir zam almadı ama her şey zamlandı. 1250 lira burstu sanırım, 500 lira yurda gidiyor. 220 lira abonmana gidiyor. Telefon faturasını eklerseniz bir öğrencinin geçinmesi imkansız. Parasız bir öğrencinin yapacağı bir şey de kalmıyor. Parası olmayan bir öğrenci sosyalleşemiyor. İnsan sosyal bir canlı olduğundan izole kaldıkça yalnızlığa ve intihar gibi yanlış fikirlere yöneliyor. Artan intihar vakalarının da sebebi bu.
“Sesimizi duyurmadıkça asla bir yere varamayacağız”
Yapmamız gereken şey; aslında sistemin kendisini değiştirmemiz lazım. Çünkü öğrenciler için doğru bir sistem yok. Bizler gelecekte çalışacak emek-iş gücünün sırtı olacak kesimken; hiçbir şekilde umursanmamız ve sürekli yaşlı bataklığı diyeceğimiz sistemin içerisinde çürüyüp gidiyoruz, unutuluyoruz. Bir kenara atılıyoruz, umursanmıyoruz. Daha çok umursanmamız lazım, daha çok sesimizi duyurmamız lazım. Sesimizi duyurmadıkça asla bir yere varamayacağız, ses çıkarmadıkça da bizi duymayacaklar. Herkese seslenmek istiyorum, ülkede intihar eden her öğrenci bir trajedidir, ülkenin kara lekesidir. Bunu unutmamak lazım. Belki yüzyıl geçtiğinde, belki Cumhuriyet ikinci üçüncü yüzyılına girdiğinde geçmiş nesillere ilerideki nesiller baktığında, bu dönemlerden utanç duyacaklar. Almanlar Nazilere karşı nasıl hissediyorsa bu dönemlere karşı öyle bakacaklar. Bunun yaşanmamasını istiyoruz. Öğrenciler olarak hep beraber mutlu ve düzgün bir şekilde eğitim almak istiyoruz. Korkmadan, ses çıkardığımız için belki yarın öbür gün yurtlardan atılmadan ya da hiçbir şekilde kaos yaşamadan akademik eğitimimizi almak istiyoruz. Bizim Avrupalı beyaz öğrencilerden farkımız yok. Biz de insanız.”
“Enes Kara’nın son satırları hala herkesin zihninde”
TÖK’ten Helin Çakır ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sıra arkadaşımızın ölüm haberini üzülerek öğrendik. Son iki haftada dört üniversiteli genç hayatını son verdi. Enes Kara’nın son satırları hala herkesin zihninde. Ölümünden iki sene geçmedi fakat Enes’in ölümüne sebep olanlardan kimse hesap vermedi. Kimse gençlerin yaşam koşullarına dair herhangi bir iyileştirme sağlamadı. Bugün açısından gençlere daha iyi bir gelecek vaadi dahi vermeyen bir iktidar ile bizler karşı karşıyayız. Genç ölümleri de genç intiharları da bunlardan bağımsız değerlendirmiyoruz. Bu bağlamda tüm üniversiteli gençlerin ortak bir mücadelenin, birleşik bir mücadelenin öznesi olması gerektiğini düşünüyoruz.
“Birlikte mücadele için hazırız”
Tıp fakültelerinde de sözlü sınavlardaki stresler, mobbing, intern hekimlikteki kölece çalışma koşuları bizleri tüketiyor. Geleceğimize dair de sağlıkta şiddet, mevcut sağlıkçıların çalışma koşulları bizleri her geçen gün daha da endişelendiriyor. Bu da hem yurt dışına göç oranlarını hem de bugün geleceksiz çemberindeki arkadaşlarımızın hayatına son vermesine kadar varabiliyor. Bizler de Tıp öğrencileri kolları olarak Tıp öğrencilerinin öz örgütü olarak farklı bir yaşamın mümkün olduğunu aslında birbirimizin çaresi olduğumuzu biliyoruz. Bu bağlamda da tüm tıp öğrencilerine; kendisini yalnız hissetmesin, bizler buradayız. Birlikte mücadele için hazırız.”
“Biz bu ülkenin öğrencileri olarak bu ülkeye bir şeyler katmak için gerçekten emek harcıyoruz”
İntern Doktor Eray Peker ise ANKA’ya şunları söyledi:
“Biz bu ülkenin öğrencileri olarak bu ülkeye bir şeyler katmak için gerçekten emek harcıyoruz. Ama bu emeklerimizin karşılığını görebilmemiz çok büyük bir muamma. Öğrenci olarak eğitim sorunu haricinde başka sorunlarla da mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bazı öğrencilerimiz barınamıyor, sağlıklı yemeğe ulaşımda sorunlar oluyor. Ulaşım da sorun oluyor. Sosyal hayatta sorun oluyor… Depresyona giren arkadaşlarımız bu şekilde hayatlarına son veriyor. Acı bir gerçek… Çalışıyoruz bu ülkede, bunun sonucu bu olmamalı.
Tıp öğrencisinin sorunu fakülteye girdiği gibi başlıyor. Mezun olduğunda, asistan olduğunda ayrı bir sorun. Uzman olduğunda ayrı bir sorun. Akademinin de kendi yapısından kaynaklı olduğundan düşünüyorum. Güncel çağa uygun bir akademi şu an Türkiye’de mevcut değil.
İnsan sosyal bir canlı olduğu için her türlü alandaki değişikliklerden olumlu veya olumsuz etkileniyor. Ülkenin gündemi, ekonomik koşullar, insanların akıl sağlığı ciddi etkiliyor. Gençlerde de bunu görebiliyoruz.”
“Okullarına umutla değil, hayal kırıklığı ile okuyorlar”
HEKİMSEN Ankara Şube Başkanı Banu Yıldırım da “Son zamanlarda tıp hekimlerinde veya diş hekimi öğrencilerinde bir umutsuzluk bir geleceğe yönelik bir kaygı çok fazla görüyoruz. Çünkü ülkenin gidişatında ve hekimlere önem verilmemesi ile ilgili olarak. Ekonomik sorunlar var ve öğrencilerin kendileri ile ilgili psikolojik sorunlar var ama ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuzluk, maalesef gençlerimizi etkiliyor. Türkiye’de tıp hekimlerinin bir geleceği olmamasından dolayı, yurt dışına gidemeyenler hayal kırıklığı içerisindeler. Okullarına umutla değil, hayal kırıklığı ile okuyorlar” değerlendirmesini yaptı.