Can Atalay’ın itirazını esas mahkeme değerlendirecek

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay milletvekili Can Atalay’ın avukatlarının, infazın durdurulmasına ilişkin İstanbul 3. İnfaz Hakimliği’ne yaptıkları başvurunun reddedilmesine itirazı üzerine dosya, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Başvuruyu değerlendiren mahkeme heyeti, “infazın durdurulması yönünde esas mahkemesinden talepte bulunulabileceği, yapılacak değerlendirme sonucunda yeniden yargılama veya infazın durdurulması yönünde karar verme yetkisinin esas mahkemesinde olduğu” gerekçesiyle dosyanın, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini kararlaştırdı.

NE OLMUŞTU?

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Atalay’ın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” iddiasıyla 18 yıl hapisle cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar vermişti.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulmuştu.

Sanık Atalay, 14 Mayıs’taki 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde TİP’ten Hatay milletvekili seçilmiş, bunun üzerine avukatları “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle Yargıtay’a başvuru yapmıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise talebin reddine hükmetmişti.

Atalay’ın avukatları da milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanan başvurucunun, yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiğini öne sürerek, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu.

Başvurunun ardından süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.

AYM KARARI

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Atalay’ın bireysel başvurusunda, “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkı ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiği sonucuna varmış, ayrıca Atalay’a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Yüksek mahkemenin gerekçesinde, Atalay’ın 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili seçildiği, yasama dokunulmazlığına sahip olduğu konusunda kuşku bulunmadığı belirtilmişti.

Atalay’ın durumunun, Anayasa’nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen istisna kapsamında olduğu gerekçesiyle yargılanmasına devam edildiği ve tutuklu bulunduğu anımsatılan kararda, Atalay’ın, TBMM’de yemin edemediği ve milletvekilliği görevini fiilen yerine getiremediği aktarılmıştı.

Bunun, başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına müdahale anlamını taşıdığı anlatılan kararda, yüksek mahkemenin daha önce de benzer durumlarda hak ihlali kararlarına hükmettiği hatırlatılmıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’ın yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine vardığı aktarılan gerekçede, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı davranmış, benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, aksine başvurucunun anayasal haklarını -Anayasa’nın parlamentoya verdiği bir yetkiyi kullanarak- daraltıcı bir şekilde yorumlamak suretiyle ihlal etmiştir” tespiti yapılmıştı.

“YENİDEN YARGILANMALI”

Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararına bağlı olarak yeniden yargılama kararı verildiğinde, mahkemenin yeniden yargılama sebebinin varlığını kabul hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığına işaret edilen gerekçede, şu tespitlere yer verilmişti:

“Dolayısıyla böyle bir karar kendisine ulaşan mahkemenin yasal yükümlülüğü, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı nedeniyle yeniden yargılama kararı vererek devam eden ihlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemleri yerine getirmektir. Derece mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararı kendisine ulaşır ulaşmaz -ilgili usul kanunlarında düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kurumundan farklı olarak- taraflarca başvuru yapılmasını beklemeksizin yeniden yargılama yapmak yükümlülüğündedir.”

AVUKATLARININ BAŞVURUSU

Can Atalay’ın avukatlarının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı “infazın durdurulması” talebi reddedilmişti.

Avukatlar, karara itiraz etmek üzere İstanbul 3. İnfaz Hakimliği’ne başvuruda bulunmuştu. İtirazı değerlendiren hakimlik de “infazın durdurulması” talebini reddetmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir